wWw.Selinindunyasi.tr.gg HoşGeLdİnİz... Eğlenmeniz dileğiyle..Yorumlarınızı lütfen esirgemeyiniz...Siteme yeni şeyler eklemeye çalışıyorum...Yeni sitem açılacak...
   
  SeLin'le EğLenmeye HazıR OL...Yepyeni Selinin Dunyasi...
  şιιяℓєя
 

 

SİTARE

"Çeşmek Be-zen Sitare
Ezmen Mekon Kenare"

Nerden çıktın karşıma böyle Sitare
Efsaneler dökülüyor gülüşlerinde
Kirpiklerin yüreğime batıyor
Telaşlı bir kalabalığın ortasında
Ayaküstü konuşuyoruz
Nedimin nigehban nergisleri gibi
Üstümüzde bütün nazarlar
Çok utanıyorum Sitare
Dün oturup hesap ettim
Sen doğduğun zaman
Ben bir askeri mektepte talebeymişim
Sen bilmezsin Sitare
Burada gündüzler çekip durduğumuz bir mercan tespih
Geceler içinde uyuduğumuz birer siyah buluttu
Her akşam dokuzda yat borusu çalardı
Yat borusu baştan aşağı hüzün çalardı
Bir derin uykuya atardım kendimi
Siyah benli bir kız düşlerime kaçardı
Bende onu alır anamın düşlerine kaçardım

Bu azgın kalabalıkta seni tam duyamıyorum
Gözlerin mi daha sıcak gülüyor
Yoksa dudakların mı anlayamıyorum

Seninle konuşurken Sitare
Aklıma yıldızlar dökülüyor
Bir çaresiz Zühre oluyorsun Babil caddelerinde
Ateş gözlü kahinler koşuyorlar arkandan
Binlerce meşalenin ışığı kımıldıyor saçlarında
Gökyüzü salkım salkım
Zigguratlar tıklım tıklım
Dönüp dolaşıp dudaklarına takılıyor aklım
Ah benim bu akıldan sıyrılmış aklım
Kimi gün boşlukta konacak yer bulamayan
Kimi gün inatçı yosunlar gibi kepez diplerine yapışan aklım
Gözlerine baktığım zaman Sitare
Bütün çöllere ay doğuyor
Yoldaş ediyorum kendime İmrül Kays'ı Antere'yi A'şa'yı
En kuytu vahaları dolaşıyorum
Hangi vahaya gitsem çadırlar sökülmüş Sitare
Çadırla su arasında bir cılga var
O cılgada narin ayak izlerin var
Durgun suya düşüp kalmış gözlerin var

Bu azgın kalabalıkta seni tam duyamıyorum
Gözlerin mi daha sıcak gülüyor
Yoksa dudakların mı anlayamıyorum

Bazan sapsarı bir benizle geliyorsun
Yorgun çizgileri alnında uykusuzluğun
Biliyorum içinde bir sızı var
Bıçak ağzı gibi bir sızı var
Bu sızıdır işte seni verimsiz kılan
Züheyr'in Suad'ı gibi keremsiz kılan
Kuzeyden güneye Güneyden kuzeye
Hey! Gidip geliyorum bu çöllerde
Kureyş'in heybetli ve inatçı develeri
Hiç aldırmadan benim esmer sevdama
Geviş getiriyorlar ufka bakarak
Ben kaçıp Yesrib'e sığınıyorum
Yesrib bahane, bir kitaba sığınıyorum
Dağda, ovada, badiyede okuduğum hep elif
Elif diyorum Sitare, sineme elif çekiyorum
"Ah minel aşk-ı ve halatihi.."
Çok eski bir gerçektir bu biliyorum

Bu azgın kalabalıkta seni tam duyamıyorum
Gözlerin mi daha sıcak gülüyor
Yoksa dudakların mı anlayamıyorum

Sinsi bir yağmur altında beraber yürüyoruz
Ve ikimizde ıslanıyoruz
Ben ne yağmurlar gördüm Sitare
Ben kaç kez iliklerime kadar ıslandım
Bilmiyorum sen kaç yaşındaydın
Ben göğü hep bir kurşun gibi ağır
O şehirde sırılsıklam gezerdim
Bölük bölük insanlar boşanırdı tapınaklardan
Tapınaklar insanları safra gibi atardı
Sonra hepsi bir yere toplanıp bana bakarlardı
Bir gün bu şehrin kirli yağmurları alıp götürdü beni
Gidip bir Uygur çadırında göğü dinledim
Kara bulutlar kükrerken bir Kaşkar sabahında
Oturup Aprunçur Tigin ile seni konuştuk
Bakışlarımı sunuyorum, tereddütsüz alıyorsun
Gizli bir tebessümle çağırıyorum, geliyorsun
Kaşı karam, gözü karam, saçı karam
Umay gibi yumuşak huylum
Nerden çıktın karşıma böyle
Sesin ılık bir bahar güneşi gibi ığıl ığıl akıyor içime
Asya'nın bozkırlarında ordular düşüyor peşime
Yığılıp kalmışım bu Anadolu toprağına Sitare
Adam akıllı yorulmuşum
Ellerin böyle olmamalıydı
Ellerine acıyorum
Ve kim bilir kaç zamandan beridir kalbimi öğütlüyorum
Durup durup ıssız yerlerde
"Güçlü ol ey kalbim, güçlü ol
Daha çok işimiz var" diyorum

Bu azgın kalabalıkta seni tam duyamıyorum
Gözlerin mi daha sıcak gülüyor
Yoksa dudakların mı anlayamıyorum

Dilaver Cebeci



BEKLEYİŞ
Gül diyorum
Yoksul acıların gölgesinde
Güllerin solsun istemiyorum
Ay diyorum sonra
Ay n'olur
Bir vaktinde gecenin
Yaraların açsın istemiyorum

Hangi sevda vurmuş seni
Hangi delikanlı
Gönlüne
Salvo bakışlarla...
Soramam
Zeytin karası gözlerini
Yoluma yatırma
Dayanamam
Nevzat Çelik



GÜZ
Sarı yaprakları ağaçların
Kanatları kırık bir kuş gibi düşüyor
Ta buradan duyuluyor gürültüsü
Kalbimde dehşetli bir keder üşüyor
Kuru yaprakları ağaçların
Kanatları kırık bir kuş gibi düşüyor

İçerde vakitsiz basıyor keder
Gözlerimi kapatıp seni düşündüm
Seni su başında bir karaca gibi
En güzel yüzünü verirken suya
Bir tüfeğin aynasında gördüm
Tam altı bahar altı koca kış
Kesik bir dal gibi titredim kıyasıya
Bir tüfeğin aynasında gördüm seni
En güzel yüzünü verirken suya

İçerde vakitsiz basıyor keder
Yasak bir kitap gibi yakılmayıp bu güz de
Sensizliğe mahkum edilirsem eğer
Hasretin beni duman edecek
İçimde seni sevmek telaşı
Alıp başını gidecek

Alıp başını gidecek seni sevmek telaşı
Her kuleden uzanıp açıp her mazgalı
Karanlık bir kuyu gibi bakacak düşman gözü
Ve ben duyarak hissederek bu gözü
Yasak bir ıslık kıvırıp dudaklarımın ucuna
Delip de geçemezsem gözü
Kırlangıçlar uykumu basacak
Gözlerime vuracak
Kanatlarında uçurdukları ayın
Çıplak ve ölü yüzü

Kırlangıçlar uykumu basacak
Gözlerim deli deli bakacak
Üçe beşe çıkacak nöbetçi sayısı
Yasak bir ıslık dudaklarımı yakacak
Felaketim olacak

Felaketim olacak biliyorum
Bu vakitli vakitsiz bastıran keder
Bu kalbime sürtünen cehennem telaşı
Voltamın ucunda savrulan bu sapsarı hüzün
Bu senin tüfeklerin menziline düşen güzelim yüzün
Ülkemin yüzü kentlerin dağların yüzü
Bu işkence bu ayrılık bu zulüm
Sonra bu diz boyu yaprak ölüsü
Göçüp giden bu kuşlar..
Ağlamak ayıp değil işin kötüsü
Alaca bulaca yürüyor üstüme bulut
Gözlerime değerse duramam
Sevgilim sevgilim ellerimi tut

Nevzat Çelik

 
 
  Bugün 17362 ziyaretçi (61690 klik) kişi burdaydı! 2008 Temmuz...  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol